Rusya'yı satan adam: Anatoliy Çubays
"1992’den bu yana ister politikacılar, ister yetkililer veya şirket temsilcileri olsun, Batılıların gözüne girmenin en kısa yolu Çubays’ı övmekten geçiyordu."
Çevirmenin notu: Rusya’nın bugün başına gelenleri 1980’lerin sonu ve 90’larda yaşanan hadiselerden kopuk olarak değerlendirmek hatalı olacaktır. Anatoliy Çubays, Rusya’da Sovyet bakiyesinin ve kamuya ait zenginliklerin yağmalandığı süreci anlamak açısından önemli bir figür, zira mevzubahis süreçte başroldeki aktördü. Çubays’ın marifetlerinin neticesi, son 30 yılda Rusya’dan 1 trilyon dolarlık — ki rekordur — sermaye tahliyesi oldu. Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın İktisadi Politikalar Komisyonu Başkanı ve Adil Rusya partisi milletvekili Mihail Delyagin, kendi web sitesinde yayımladığı yazıda Çubays’ın detaylı bir portresini sunuyor.
Çubays: Tüm Rusya'nın alerjeni
Mihail Delyagin — 1 Aralık 2022
Kimin yanmadığı, batmadığı ya da üzerine gölge düşmediğine dair…
Çubays’ın alamet-i farikası belli bir amaca sahip olmasıdır. SBKP’ye Brejnev döneminde katıldı; bazı kaynaklara göre 1977’de, diğerlerine göre de 1980’de, yani 22-25 yaşlarında, bu bir araştırmacı için harika bir başarıydı.
Gaydar ve diğer bir dizi liberal reformcuyla birlikte Andropov tarafından piyasa reformlarını uygulamak üzere seçilen ve bunun için stajyerlik yapan, ancak esasında Viyana’daki Uluslararası Sistem Analizi Enstitüsü’nde yoğun eğitim almış olan bir grup genç bilim insanının arasındaydı. Andropov’un ölümünden sonra tesadüfen projenin anlamı unutuldu ve kontrolü Batılı “hocaların” eline geçti; Çubays bu şekilde Deng Şiaoping değil, Çubays oldu.
Çubays, paranın belirleyici rolünü erken fark etti. Bir dizi rivayete göre 80’lerin ortalarında, yalnızca yaşı [1955’te doğdu] veya “Andropov programı”ndaki dahli nedeniyle değil, aynı zamanda dostu P. Filippov’un, çiçek satışında büyümesi için ona bütçe sağlaması sayesinde Leningrad liberal iktisatçı camiasının lideri oldu.
Çubays, bu faktörün önemini inkar etti ve çiçek ticareti yapmadığını vurguladı. Bu, zamanın ikinci zorunluluğunu anladığını gösterdi: Doğru imajın önemi. Sebepsiz değil; hatırlandığı kadarıyla, “hassas” şahsiyetlere ve hakikatlere yapılan vurguları onaylamak [ve gerekirse silmek] için önemli medya kuruluşlarına ilk ödeme yapan, onun başkanlığındaki RAO UES’ti.1 Personel seçimi yoluyla fiili sansüre duyulan ihtiyaç, 1990 yılında Çubays grubu tarafından getirilmişti.
Adamov ve Aksenenko ile birlikte, nitelikleri devletten onlara görev tayin edemeyeceği kadar çok üstün olan ve faaliyetlerini kendi başlarına yönlendirmek zorunda kalan üç seçkin Rus devlet yöneticisinden biriydi.
Çubays, bir faaliyet yöneticisi olarak son derece kötü olsa da, gerçekleştirdiği dönüşümlerle zenginleşen ve dolayısıyla sosyo-politik ve muhtemelen iktisadi temeli olan büyük, aktif ve etkili sosyal grupları nasıl yaratacağını biliyor. Bu eylem biçimi, onu çeyrek asrı aşkın süredir devam eden milli ihanet çağının liderlerinden ayırıyor.
Çubays, sadece bilgi karmaşasından kendisine gereken asıl şeyi yakalayan bir sistem kurucu değil, aynı zamanda mükemmel bir bireysel psikolog: 90’larda ondan nefret eden valiler, hiçbir şey alamadan ofisinden minnettarlık gözyaşlarıyla ayrılıyordu.
Batı ile özellikle de Amerikan nizamının Demokrat kesimiyle mükemmel bağlantıları vardı. 1992’den bu yana ister politikacılar, ister yetkililer veya şirket temsilcileri olsun, Batılıların gözüne girmenin en kısa yolu Çubays’ı övmekten geçiyordu; bu, otomatikman bir “kalite ibaresi” getiriyordu.
Ahlaki düzeyi ortalama reformcunun üzerinde. Yüksek ahlaksızlık, etkili psikolojik baskı yöntemlerine dayanır; bunların arasında sınırsız kibrin agresif bir şekilde gösterilmesi önemli bir yer tutar. Liberal reformcuların gayri resmi bir sembolü haline gelen “kentli küstahlığı” ifadesinin ona atfedilmesine şaşmamalı.
Şiddet kullanmaktan kaçınmaya çalışması Çubays’ı 90’larda bir dizi diğer etkili figürden pozitif olarak ayrıştırmıştı. Kvaçkov’a2 yönelik provokasyon [ve özel kuvvetlerin en saygın gazilerinden biri aleyhindeki uzun vadeli çılgın dava, yaşananlar provokasyon dışındaki diğer anlatımlara neredeyse hiç yer bırakmıyor], kesinlikle desteklemesine rağmen tertip aşamasında inisiyatif kullanmamıştı.
Elemanlarını hiç “terk etmemeye” gayret eder.
Genel kanının aksine Çubays, yanılmaz olmaktan çok uzaktır. Tekrar tekrar ıstırap verici mağlubiyetler yaşadı, [örneğin, “liberal imparatorluk” kavramının başarısızlığı anımsatmaya değer, buna göre Rusya’nın Batı’nın çıkarları için Çin’i Orta Asya’dan defetmesi gerekiyordu] ancak her seferinde işine ısrarla devam etti.
Korku, işinin verimliliğini büyük ölçüde artırır. Korkmuş bir Çubays, frenleri olmayan, muazzam bir baskıya sahip, tek bir hedefe odaklanan ve ne pahasına olursa olsun ona giden, bunu kendi hayatını kurtarmakla aynı gören yaratıcı bir savaş robotudur.
Dostoyevski’ye karşı alenen ilan ettiği şahsi irrasyonel nefreti, yalnızca adaletin değil, aynı zamanda ticari olmayan her şeyin [Rus kültürü dahil] önemini tümüyle reddetmesinin neticesi gibi görünüyor.
Bugün hala liberal klanın liderlerinden biri, muhtemelen Voloşin’den sonra en önemli ikinci kişi. Görünüşe göre oldukça etkili [başarısızlıklardan siyasi garantörü “abajur” Gozman sorumlu tutuluyor] ve aynı zamanda tamamen gölgede kalarak, hem yönetimde hem de muhalefetteki düşman liberal klanına ve son yıllarda da Putin’e karşı darbeleri koordine ediyor.
“Tüm Rusya’yı özelleştiren adam”
Çubays’ın ilk büyük “işi”, bugüne kadar da sembolü olarak kalan kupon özelleştirmesiydi.
Tek kupona iki Volga vaadi, artık herkesin ahlaki yükümlülüklerden muaf olduğunu gösterdi: Bu, tüm kontrol sistemi tarafından algılanan açık bir sinyaldi. Çubays, hakim çıkar grubunun çıkarlarını her zaman tutarlı, etkili ve bilinçli bir şekilde dile getirdi: Önce fabrikaları yöneticilere verdi, sonra çeşitli “yeni Ruslar” tarafından ele geçirilmelerine yardım etti, ardından hisse karşılığı kredi müzayedeleriyle bir oligarşi yaratılmasına önayak oldu [fikir, sistematik olarak çeşitli işlere katılan SBKP Merkez Komitesinin eski uluslararası bürosunun derinliklerinde olgunlaştı] ve hatta 1998’deki temerrüdden evvel baskın dalgası yaratan iflas yasasını teşvik etmeyi başardı.
Daha Temmuz 1992’de, bazıları inanılmaz derecede zengin olan Amerikalı danışmanları işe aldı ve bazıları [2004’te Amerika Birleşik Devletleri’nde özelleştirme sırasında Amerikan parasını zimmete geçirmekten yargılanan liderleri Hay3 dahil] CIA adına çalışmakla suçlandı. En iyi ve en önemli Rus işletmelerini sürekli olarak yok etmeyi amaçlayan tavsiyeler göz önüne alındığında, ikincisi oldukça açık görünüyor.
Çernomirdin ve diğer “siyasi ağır toplar” onu kirli bir işe bulaşmış ve güvenli bir şekilde “teslim edilebilecek” bir çocuk sandı. Çubays’ın tüzel nihilizmi, partinin, perestroyka’yı özelleştirme ile tamamlayan ekonomik nomenklatura4 sınıfının silahıydı ve bunun ne kadar çabuk kendi aleyhlerine döneceğini anlamadılar.
Fakat daha sonra hükümetteki kariyerinin ilk aşamasında Çubays, Batı ve Rus spekülatörlerin desteğiyle hayatta kaldı; 1994 sonbaharında Şokin’in yerine Birinci Başbakan Yardımcısı olarak atanarak sonra gerçek bir siyasi ağırlık kazandı. [Sonra reformcular hatırladığım kadarıyla ekonomiyi ayakta tutmak için rubleyi yüzde 20 oranında düşümek istediler, ancak bu bilgi çoğu bankerlerine “sızdığı” için devalüasyon yüzde 38’e ulaştı ve bu da Rusya Merkez Bankası Başkanı V.V. Geraşçenko ve görevdeki Maliye Bakanı Dubinin’in yanı sıra o dönem reformist klanın liderliğini yapan Şokin de dahil olmak üzere bir dizi reformcunun istifasına yola açtı.]
Çubays’ın, bu olaylardan sonra üç gün boyunca terfi almak için Çernomirdin’e tam anlamıyla yalvaran adama karşı hala dokunaklı bir mizaç göstermesi akıllara kazınmıştır.
1997-1998’de Çubays ve genel olarak liberal reformcuların Berezovskiy ve “aile” ile kafa kafaya çarpışması, bu iki gücün birbirini etkisiz hale getirmesi, o zamanki Gazprom’un o zamanki liderliğinin şirketi asgari kaynaklarla devletin elinde tutmasına olanak verdi: Sadece boğuşan “Rusya’nın efendilerini” itmek yeterliydi.
O dönemli, iki güçlü klanın liderleri olarak Çubays ve Berezovskiy’in bir “uzlaşı figürünü” — Putin — başkan yaptıklarını hatırlıyorum. Doğru, Berezovskiy’den farklı olarak mantık sahibi biri olan Çubays, kendi ağırlığını kazandığını çabucak anladı ve itiraz etmeden ona boyun eğdi.
Rus enerji sektörünün felaketi
Çubays, yetkililerin nihayet oligarşinin kontrolüne girdiği ve etki ve bağımsızlığı sürdürmek için şahsi bir mali kaynağa sahip olmanın gerekli olduğu 1997’de, “RAO UES”e başkanlık etti. Toplum ve endüstri üzerinde doğrudan kontrol sahibi olması sayesinde, RAO ona yalnızca mali değil, aynı zamanda sosyal nüfuz da sağladı: Tüm insanların yaşamını doğrudan belirledi ve ödenek almaması, bunu kendi takdirine bağlı olarak yapmasına olanak sağladı. İktidarda kalan “reformcu ekip” üzerindeki kontrol ve “aile” ile yakın bağlar, onun münhasır siyasi nüfuzunu muhafaza etti. Çubays’ın Yeltsin’den sonra devlet başkanı olmayı ciddi ciddi düşünmüş olması muhtemel [2000'lerin ilk yarısında 2008 ve 2012’yi hayal ediyor gibiydi].
Çubays, UES’e düzen getirerek, elektrikteki öncelikli borçların toplu ve çoğu zaman keyfi olarak kapatılmasını sağlayarak ve muhtemelen bu şirketin etrafında — eski bağımsız olanlar yerine — kayda değer gölge şirketler kurarak, devasa ve kötü yönetilen UES imparatorluğunun zenginleşme açısından muazzam fırsatlar yarattığını gördü.
Reform onun keşfiydi. Anlamı standarttır ve Batı’dan ödünç alınmıştır: Kapitalizasyonlardaki hızlı artıştan ek kazanç elde ederek kâr merkezlerini ayırmak ve özelleştirmek. Teknolojik açıdan lazım olan — ve daha önce kâr merkezleri hilafına tek bir sistem çerçevesinde finanse edilen — zarar merkezleri, kamu finansmanına veya tarife artışına bağlı olarak bağlı olarak terk edildi ve kalitesi düşürüldü.
Çubays, sistemin güvenilirliği ve teknik sorunlarla ilgilenmedi [bu nedenle ekibi, kişisel deneyimlerinden serbest elektrik piyasasının imkansızlığını ancak 2005 yılında anladı ve reformu düzeltmeye başladı]. Sistemi değil, değişimini yönetti. Tüm sektör profesyonelleri karşı olduğu için en üsttekiler ya tasfiye edildi ya da satın alındı, orta ve alt kademedekiler de korkutuldu.
Her zaman olduğu gibi bu değişimlerden menfaat sağlayacak sosyal grupları belirledi ve sebatla onlara yaslandı; bilinçli şahsi çıkarlarını parçalı ve aklı dağınık direnişe karşı koçbaşı olarak kullandı. Rekabet sayesinde enerjinin ucuz olacağı vaadiyle, üretim kapasitelerine erişimi ve kendisine, tüketiciye — ki o zamanlar zaten pahalı olan — enerji satma altyapısına sahip büyük bir şirket satın aldı.
İkincisi apaçık bir yalandı: Enerjinin ucuzluğu daha düşük kâr anlamına geliyordu ve bu nedenle mümkün değildi. Enerji maliyetini düşürmenin en basit yolu, enerji köprüsünü Doğu Sibirya’nın 2003 fiyatlarıyla 2 milyar dolardan fazla olmayan derdest haldeki fazla kapasitelerine geri taşımaktır. Çubays bunun önemsemedi ve konunun öneminin kamuoyu tarafından anlaşılması ciddi şekilde engellendi.
Pazarın oluşturulması teknolojik açıdan imkansızdı, zira Rusya’nın Avrupa kısmında bile sınırlı bant genişliğine sahip ağlardaki “darboğazların” sayısı düzinelerceydi [ve hatta bu darboğazların yer değiştirmesi dikkate alındığında, mevsime ve güne göre tüketim yapısının değişmesine bağlı olarak yüzlerce]. Yani, piyasanın işleyişi [satın alınan enerjiyi ulaştırma] için ağı niteliksel olarak genişletmek gerekliydi.
Rekabetçi olduğu iddia edilen toptan elektrik piyasası tekeldi, ancak tabii tekelin tekeli yerini temsilcilerinin ticari tekeline ve çeşitli yöneticilerin keyfiliğine bıraktı. Bunun kanıtı, teslimatların üçte birinden fazlasını oluşturmamasına rağmen kötü sevkiyattan kaynaklanan kayıpların üçte iki oranında radyoaktif atık dışı nükleer üretime kaydırılmış olmasıdır. “Piyasa” fiyatı, maksimum maliyet seviyesinde belirlenmişti.
Reformu gerçekleştirirken Çubays, muhakeme edilebildiği kadarıyla devlet aygıtının çeşitli düzeylerinde yerleşik düzinelerce ajanla hareket etti ve reformu teşvik etme işlerini yerine getirdikten sonra ve önerilen tedbirlerin çılgınlığı nedeniyle kovulsalar bile, kendilerine enerji şirketlerinde sıcak yerler garanti edildiğini kim bilebilirdi? Bu nedenle şeflerine yalan söylediler [örneğin, devlet aygıtı dairesi başkanı, termik santrallerin sadece elektrik değil, aynı zamanda ısı da ürettiğini resmen reddetti], kafalarını karıştırdılar ve reform için elverişli bir enformasyon altyapısı oluşturdular.
Çubays, onlar aracılığıyla — ve liberal klanın başı olarak kontrol ettiği liberal reformcular aracılığıyla — devletin gerekli kararlarını hazırlamaya çalıştı ve sonra bu kararların aptallığı ve zararlılığı ortaya çıkınca her şeyin farkında olduğunu, ancak devletin saçmalıklarına boyun eğmek zorunda kaldığını ve reformların geliştirilmesine karşı yalnızca pasif bir tavır takındığını söyledi.
Güçlü lobicilik kampanyası, reform yasalarının kabul edilmesinden sonra şirketin kapitalizasyonundaki artış nedeniyle — sadece RAO UES’in üst yönetimi için bile — yüz kat meyve verdi.
Çubays, Rusya için feci sonuçlarla tasarlanan ve uygulanan elektrik enerjisi endüstrisi reformunun ardındaki itici güçtü. Ancak buna dahil olanlar çok para aldı ve liberal reformizmin anlamı tam da burada yatıyor.
“Rosnano”: “On adam arayan bir beyefendi” mi?
Rusnano projesi, ilk başta büyük ölçekli fon “ayırmaya” yönelik olduğu izlenimini veriyor. SSCB’de nanoteknolojilerin kurucuları da dahil olmak üzere bir dizi bilim insanı, bu yapının umut verici gelişmelere kayıtsız kalmasını ironik bir şekilde not etti. Aynı zamanda birçok konferansta, mükemmel bir İngilizce ile pazarlamacılık kitaplarından basmakalıp sözler açıklayan “Rosnano” yapılarından genç yöneticilerle rastlaşmak gerek.
Görünüşe göre Rosnano’nun asıl görevi, piyasada başarılı olacak yeni teknolojileri finanse etmek değil, liberal reformcular için daha geleneksel olan başka bir şey.
Devlete ait Rosnano’nun 2011’deki kaybı, yaklaşık 3 milyar ruble ve 2012-22’de yaklaşık 40 milyar ruble olarak gerçekleşti. Bunun için Çubays’ı eleştirenlere [Sayıştay’ın dehşete kapılan denetçileri dahil] söylenebilecek tek şey “kıskanmayın”. Putin, kurumun fiili dokunulmazlığını kayıt altına aldı.
Aralık 2013’te Çubays, Rosnano ile aynı adı taşıyan bir portföy yönetim şirketine daha başkanlık etti; bu, devlete ait şirketlerin aksine, sermayesinin bir kısmını “stratejik yatırımcılara” aktarabiliyordu. Bu yüzden devlet şirketi Rosnano’nun yönetimi, resmi olarak bile, büyük ölçüde özel [ve kesinlikle Rusya’nın değil] çıkarlara tabi olabilir.
Gazeteciler, Çubays’ı psikolojik olarak “yok etmenin” en kolay yolunun, bu kabiliyetlerle daha nasıl devlet başkanı olamadığını merak etmek olduğunu fark ettiler. Bu onun gizli düşü gibi görünüyor.
Pekala, bu konuda ülkenin liderlerine bakarak kendilerine doğal olarak şu soruyu soran birçok Rustan farklı değil: “Neden daha kötüyüm?” Bildiğiniz üzere Rus erkekleri üç ana hastalıktan muzdariptir: Alkolizm, fahişeler ve Devlet Başkanı olma hayali. Ve bunlar öncelikle ilk ikisinin tedavi edilebilir olması bakımından birbirinden farklılık gösteriyor.
Çubays’ın Rusya’da, ülkemiz yurttaşlarını insan ırkının en korkunç dejenerasyonu olarak gördüğü sosyolojik araştırmasına gelince; bence Hitler’den sonra ikinci sıraya yerleşme şerefine nail olabilir. Doğru, kariyeri Avrupa’nın geçmişteki birleştiricisinin aksine henüz sona ermekten çok uzak ve bize korkunç pek çok sürprizler getirebilir.
Ancak bugün bu makalenin kahramanı adına dilenebilecek tek şey, yalnızca “başarılarından” ötürü yargılandığını görecek kadar uzun yaşaması değil, en azından hak ettiği cezayı çekmesine olanak tanıyacak kadar sağlıklı olmasıdır.
Açılımı “Rusya Birleşik Enerji Sistemi”. Sovyetlerden sonra Rusya Federasyonu’nun ilk yıllarında elektrik üretim ve dağıtım tekeliydi. Rusya’nın kurulu elektrik kapasitesinin yaklaşık yüzde 70’ini, yüksek gerilim şebekesinin yüzde 96’sını ve iletim hatlarının yüzde 70’inden fazlasını kontrol ediyordu. Rusya pazarına ek olarak İskandinavya’ya ve BDT ülkelerine de ihracat yaptı. Son şefi Çubays’tı. (ç.n.)
Tam adıyla Vladimir Vasilyeviç Kvaçkov, 2005 yılında Çubays’a suikast girişiminde bulunmakla suçlanarak tutuklanan eski Spetsnaz albayı ve askeri istihbarat subayı. Olaydan sonra yargılanarak üç yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 5 Haziran 2008’de beraat etti. (ç.n.)
Tam adıyla Jonathan Hay, Dünya Bankası danışmanları arasındaydı. 1991 yılında Harvard Hukuk Fakültesi’nde okurken Rus devletinin yeni özelleştirme komitesi olan GKI’nin kıdemli hukuk danışmanı olmuştu; sonraki yıl Moskova’daki Harvard Uluslararası Kalkınma Enstitüsü’nün (HIID) genel müdürü oldu. Hay, özelleştirme politikaları ve programları üzerinde geniş yetkiler aldı, Çubays’ın sözcüsüydü. (ç.n.)
Bürokraside çeşitli önemli idari mevkileri tutan elitler. (ç.n.)